
Alıntı#1
/ Ben O'yum / Sri Nisargadatta Maharaj /
Sy.: 28 - 29
"Soran:
Hayatın kaynağı ile hayatın ifadesi (ki o bedendir) arasında zihin ve onun
durmadan değişen halleri var. Zihinsel hallerin akımı sonsuz, anlamsız
ve acı verici. Istırap değişmez, daimi bir faktördür. Bizim zevk (haz)
dediğimiz yalnızca bir aralık, iki ıstırap verici durum arasındaki bir
aralık. Arzu ve korku hayatın dokumasının enine ve boyuna olan iplikleri
gibi. Her ikisi de ıstırabın eseridir. Sorum şu: Mutlu bir zihin olabilir
mi?
Maharaj:
Arzu hazzın, zevkin anısıdır, korku da acının, ıstırabın anısı. Her ikisi
de zihni huzursuz eder. Zevk anları, ıstırap akışı içinde yalnızca bir
kesinti, bir aralıktır. Zihin nasıl mutlu olabilir ki?
S:
Zevki arzuladığınız ve acıyı beklediğinizde bu doğrudur. Ama beklenmedik
ve umulmadık sevinç anları vardır. Bu arzuya bulaşmamış -aranılmamış, hak
edilmemiş, Tanrı vergisi olan- bir saf sevinçtir.
M:
Yine de, sevinç ancak ıstırap zemini üzerinde sevinçtir.
S:
Istırap kozmik bir olgu mudur, yoksa sadece zihinsel midir?
M:
Evren bütündür ve bütünlüğün olduğu, hiçbir eksikliğin bulunmadığı yerde
acı veren ne olabilir?
S:
Evren bir bütün olarak tamamdır ama ayrıntılarında eksiklidir.
M:
Bütünün parçası, bütünle ilişkili olarak görüldüğünde tamamdır. Bütünden
yalıtılmış olarak görüldüğünde ise eksik ve dolayısıyla acı verici hale
gelir. Yalıtıma neden olan nedir?
S:
Zihnin sınırlamaları elbette. Zihin parçalara baktığından bütünü göremez.
M:
Pekala Zihin kendi doğası gereği ayırır ve karşı koyar: Birleştiren ve
uyumlu kılan, parçada bütünü gören, parçayı bütünle bir eden bir başka
zihin mevcut olabilir mi?
S:
Başka bir zihin mi -onu nerede aramalı?
M:
Sınırlandıran, bölen, ayıran, karşı koyan zihnin ötesine geçerek. Bildiğimiz
şekliyle zihinsel süreci sona erdirerek. O sona erdiğinde, bu zihin doğmuş
olur.
S:
O zihinde artık sevinç ve keder sorunu yok mudur?
M:
Onları bildiğiniz tarzda değil, yani arzu edilen ya da nefret edilen halleriyle
değil. O daha çok, kendini ifade etmeye ve engelleri göğüslemeye çalışan
bir sevgi meselesi haline gelir. Birleştirici (kapsayıcı) zihin -koşullara
karşı savaşan, başlangıçta düş kırıklığına uğrayan ama sonuçta zafere ulaşan-
eylem halindeki sevgidir.
S:
Ruh ile beden arasındaki köprüyü sağlayan sevgi midir?
M:
Başka ne olabilir ki? Zihin karanlık, dipsiz uçurumu yaratır, kalp (gönül)
onu aşıp geçer." |

|