AnaSayfa
Önceki
Mistik
Sonraki

Alıntı#8  /  Mevlana Celaleddin Rumi
"Ben bir denizim / Kendi varlığı içinde taşan / uçsuz bucaksız. / Alabildiğine büyük. / Kıyısız, özgür bir deniz. / İki dünya da yok oldu gitti bende / Artık.. / Ne o dünyadan sorsunlar beni. Ne bu dünyadan!"

"Aşığın hastalığı, hastalıklardan apayrıdır; aşk, Tanrı sırlarının usturlabıdır. Aşk ister bu yandan olsun, ister o yandan; sonunda o yana kılavuzdur bize. Aşkı anlatmak, bildirmek için, ne dersem diyeyim, asıl aşka geldim mi, o sözlerden utanır kalırım. Dilin anlatışı aydınlatır, aydinlatır ama, dile düşmeyen, söze gelmeyen aşk, daha da aydındır."

"Ben, cemaattandım, öldüm, yetişip gelişen bir varlık, nebat oldum. Nebatken öldüm, hayvan suretinde zuhur ettim. Hayvanlıktan da geçtim, hayvanken de öldüm de insan oldum. Artık ölüp de yok olmaktan ne korkayım? Bir hamle daha edeyim, insanken öleyim de melekler alemine geçip kol kanat açayım.

Melek olduktan sonra da ırmağı atlamak, melek sıfatını da terk etmek gerek. 'Her şey fanidir, helak olur... / Ancak onun hakikati bakidir.'

Bir kere daha melekken kurban olur da o vehme gelmeyen yok mu, işte o olurum.

Yok olurum, suretlerin hepsini terk ederim de erganon gibi 'Biz mutlaka geri dönenleriz, ona ulaşanlarız' derim."

"Tanrı'yı bir bilmek nedir? Kendini, o bir'in önünde yakıp yandırmak. Gündüz gibi ışıyıp durmayı istiyorsan geceye benzeyen varlığını yakadur. Bakırı kimyada eritir gibi varlığını, onun varlığında erit gitsin. İki elinle ben'e biz'e sımsıkı yapışmışsın; bütün bu yıkıntılar ikilikten meydana gelmektedir."

"Ey aşıklar, ey aşıklar... Aşkım başıma vurdu, bir yandan hayran, bir yandan çılgınım. Ben ne utanmaz bir aşığım ama...

Beni burada gördüğünüze bakmayın, ben gerçekte öteki alemdeyim. Ne aşağıdayım, ne yukarıda... Ben göğün yedi kat üstündeyim. Hata etmeyenim ben... Sırtlarında gökleri taşıyanlara haber ver: Ben bu aleme gelmeden önce de vardım..."

"A gerçeklerin övüncü, gerçeklikte bulun, sen baş köşesin;
bense kapına eşiğim senin.
Mana bakımından eşik de nedir,
baş köşe de ne? Bizim o sevgilimizin bulunduğu yerde,
biz nerde, ben nerde?
A canı bizden, benden kurtulmuş güzel,
a erkekte de, kadında da söze sığmaz, 
gözle görülmez can.
Erkekle kadın bir olunca, o bir, sensin;
birler de yok olup gidince kalan, gene sensin."

"Güneşin, ne ayrıcalığı, üstünlüğü var ki senin huzuruna çıkabilsin?
En hızlı rüzgarların bile senin bir tek kılına yetişmesi hadlerine mi düşmüş?

Varlık kentinde (dünya) bilginlere hocalık eden akıl, senin yakınına geldiği zaman divane olur."

"O sestir her sesin, her nağmenin temeli;
ses odur ancak, öbür seslerin hepsi
o sesin yankısı."

"O suret, göğe de sığmaz, Arş'a da, ferse de.
Denize de sığmaz, balığa da. Çünkü bunlar sınırlıdır; sayıya sığar şeylerdir. Gönül aynasınınsa, bil ki sınırı yoktur.
Burada akıl ya susar, ya yol azıtır, yiter gider.
Çünkü gönül, ya odur, yahut da odur gönül."

"Aşksız olma ki ölü olmayasın,
Aşkta öl ki, diri kalasın."

"Sema bir uyanıştır. Ama zindanda uyanan elbette zindandadır ve uyanmayı istemez. Gülbahçelerinde uykuya dalana gelince.. Uyanırsa zevki artar, belki de korkulu rüyalardan kurtulur. Kendi aslını görmiyen, ay yüzlü sevgiliyi seyredemiyen kişiye, musikinin tefin ne faydası var? Musiki, düğün, dernek yerine olunca güzeldir, matem evinde değil.."

"Ben, hem aşk, hem aşık hem de maşukum. Ben hem aynayım, hem güzelliğim, hem de o güzelliği seyreden!"

"Ne vakit olacak, ne vakit olacak, ne vakit olacak? / Şarap olacak, şarap olacak, şarap / Ben olacağım, ben olacağım, ben olacağım. / O olacak, O olacak, O olacak, O..."

"Sevgide güneş gibi ol
Dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol
Hataları örtmede gece gibi ol
Tevazuda toprak gibi ol
Öfkede ölü gibi ol
Her ne olursan ol
Ya olduğun gibi görün
Ya göründüğün gibi ol"

Bütün din ve inanış sistemleri, insanoğlunu Tanrı'ya bağlayan farklı yollardır özünde. Mevlana'nın olağanüstü felsefesi, bu yolculukta her türlü inanca ve yaşam tarzına karşı hoşgörülü davranmayı öğrenmemiz açısından büyük bir önem taşımaktadır.

"Gel, gel gene gel / Ne olursan ol, ama gel. / İster mecusi, ister putperest, ister kafir... / İster yüz kere tövbe etmiş ol / İster yüz kere bozmuş ol tövbeni. / Bu kapı ümitsizlik kapısı değildir. / Dinle beni / Nasılsan öyle gel... / Ama gel!"
Mevlana Celaleddin Rumi

Önceki
Mistik
Sonraki
AnaSayfa