AnaSayfa
Kundalini Gizem
Tibet
Kundalini (Ateş Yılan)
"Kadın ve erkek, bir iskelet üzerine yapıştırılmış bir protoplazma, bir et kütlesi değildirler. İnsan bundan çok daha büyük bir şeydir ve olabilir. Burada, dünyada bizler Yüksek Benliğimiz'in elindeki kuklalardan ibaretiz. Yüksek Benliğimiz, geçici bir süre astral alemde (astral varlık olarak) mekan tutar ve astralın kuklası ve aleti olan fiziksel beden aracılığıyla deneyimler edinir.Fizyologlar ve diğerleri, insan bedenini parçalara ayırıp incelemişler ve her şeyi bir et ve kemik yığınına indirgemişlerdir. Onlar bu kemiği ya da o kemiği, bu organı ya da o organı tartışabilirler, fakat bunlar hepsi maddi şeylerdir. Onlar daha gizli şeyleri, somut olmayan, fiziksel varlığı olmayan şeyleri, Hintliler'in, Çinliler'in ve Tibetliler'in yüzyıllar öncesinden bildikleri şeyleri ne keşfetmiş, ne de keşfetmeye çalışmışlardır.
Omurga gerçekten de çok önemli bir yapıya sahiptir. O, içinde omuriliği barındırır, ki onsuz insan felç olur, onsuz insan, insan olarak işe yaramaz. Fakat omurga bundan da daha büyük bir önem taşır. Omurilik sinirinin tam ortasında bir başka boyuta uzanan bir kanal vardır. Kundalini olarak bilinen güç, uyarıldığında, bu kanaldan geçer. Doğulular'ın 'ateş yılan' dedikleri kundalini, omurganın en alt kısmında bulunan yaşam gücüdür. Gerçekten de bu, omurganın kökünde çöreklenmiş, fakat çeşitli nedenlerden dolayı şimdilik kapalı bulunduğu yerden kaçamayan, muazzam güce sahip bir yılan gibidir. Ve, nasıl bir araba silindirlerdeki karışımı ateşleyecek elektrik olmadan çalışmazsa, insanlar da kundalini denen yaşam gücü olmadan bedenli yaşamı sürdüremezler.
Sıradan Batılı'da bu güç uykudadır, kullanılmamaktan dolayı hemen hemen atıl haldedir. Uyanmış Doğulular'da bu yılan gücü, omurga siniri içindeki kanal boyunca yükselir, doğruca beyne ve oradan daha öteye, astrala (astral aleme) yükselir. O yükselirken, onun büyük gücü her bir şakrayı ya da güç merkezini faaliyete geçirir; göbek, gırtlak ve diğer çeşitli kısımlardaki merkezler gibi. O merkezler uyarıldığı zaman kişi canlılık ve güç dolar ve etkinleşir.
Bu yılan gücü tam kontrol edilebildiği zaman, insan hemen hemen her şeyi başarabilir. Telepati, durugörü yeteneklerine sahip olmanın ötesinde, dağları yerinden oynatabilir, su üstünde yürüyebilir, havaya yükselebilir ya da kendisini toprağa gömmelerine izin verebilir ve belirtilmiş herhangi bir zamanda oradan canlı olarak çıkabilir. Kısacası, iki dünya arasında yaşar; istediği zaman birinden diğerine kolaylıkla geçebilir.
Kundalini gücü, tıpkı kurulmuş bir saat zembereği gibi kıvrılıp bükülmüş, sakin duran, muazzam bir kuvvettir. Tıpkı birden çözülen saat zembereği gibi tahrip edici olabilir. Bir Usta'nın denetimi olmadan, yanlış şekilde harekete geçirilen kundalini deliliğe bile yol açabilir. Bu özel güç, omurganın kökünde ve kısmen üreme organları içinde yer almıştır. Doğu'nun insanları bunu tanırlar; bazı Hindular dinsel törenlerinde seksi kullanırlar. Onlar belli bazı sonuçlar almak için farklı bir seks tezahür şekli ve farklı seks pozisyonu uygularlar ve bu sonuçları da alırlar. Yüzlerce, hatta binlerce yıl önceki insanlar sekse tapmışlardır. Onlar cinsel organa tapma noktasına kadar varmışlardır. Tapınaklarda kundalini'yi uyandıran, durugörü, telepati ve birçok başka ezoterik gücü uyandıran törenler yapılırdı.
Seks, doğru şekilde ve sevgiyle uygulandığında, insanın titreşimlerini yükseltebilir. O, Doğulular'ın 'lotus çiçeği' dedikleri yedinci çakranın açılmasına neden olabilir ve ruh alemini kucaklamayı mümkün kılar. O, kundalini'nin yükselerek belli bazı merkezleri harekete geçirmesine neden olabilir. Fakat seks ve kundalini asla kötüye kullanılmamalıdır. Biri diğerini tamamlayıp desteklemelidir. Karı-koca arasında seks olmamasını söyleyen dinler feci bir şekilde yanılmaktadırlar. Bu, çoğu zaman, Hristiyanlığın bazı kuşku verici mezheplerinde savunulmaktadır. Katolikler karı-koca arasında seksi öğütlerken gerçeğe nispeten yaklaşmaktadırlar; fakat Katolikler bunu körü körüne savunuyorlar, nedenini bilmeden ve bunun sadece çocukların doğması için olduğuna inanarak, ki bu seksin asıl amacı değildir; ama insanların çoğu böyle olduğuna inanır.
Seks hakkındaki bütün sahte iffet ve sahte öğretilerden kurtulduğunda, insan, bir kez daha büyük bir varlık olarak ortaya çıkacak, İnsan, bir kez daha yıldızlar yolcusu olarak kendi yerini alabilecek..."
T. Lobsang Rampa / İkinci Beden
Tibet
Kundalini Gizem
AnaSayfa