
Hayat Bir
Sınav / Meçhul
Ewan 20'sine
o sene basmıştı. 10 gün sonra Kore'deki bir savaşa katılmak için ayrılacaktı.
Hiçbir şeyden korkmuyordu. Duygusallığı nedeniyle ülkesinden ayrılma fikri
zor geliyordu ona... Ağır adımlarla kütüphaneye doğru girdi. Bir kitap
alıp oturdu, sayfaları karıştırırken kitabı daha önce okuyanın aldığı notları
gördü. Alınan notlar Ewan'ı çok etkiliyor ve okudukça sarsılıyordu. Hemen
kütüphane memuresine bu kitabı kimin okuduğunu sordu. Kayıtlardan kitabı
daha önce okuyanın Holly adında bir kız olduğunu ögrendi. Adresini aldı.
Eve varır varmaz hemen bir mektup yazdı. "10 gün sonra Kore’ye gidiyorum.
Sizi tanımak ve mektuplaşmak istiyorum. Cevabınızı sabırsızlıkla bekliyorum".
Holly'den olumlu bir cevap geldi. Ve böylece mektupların ardı arkası kesilmedi.
Her mektupta birbirlerine daha bir bağlanıyorlar daha da yüreklerini açıyorlardı.
Nihayet 2 sene böylece geçti. Ve Ewan'ın ülkeye dönme zamanı geldi. Ewan
son mektubunda ülkeye döneceğini ve onu görmek istediğini yazdı. Ve onu
tanıyabilmesi için de Holly'den resmini istedi. Holly de onu görmek istediğini
fakat resmin bir önemi olmadığını, kalplerinin bağlılıklarının onlara yeteceğini
söyledi. Ve Ewan'ın kendisini tanıması için yakasına kırmızı bir gül takacağını
söyledi.
Ve Ewan
ülkeye döndü. Ewan trenden ilk indiği anda gözleri Holly'yi aradı. Bir
müddet
bakındıktan
sonra kalabalığın arasında şimdiye dek gördüğü en güzel kız belirdi. Uzun
boylu, uzun sarı saçlı masmavi iri gözleri ve mavi elbisesiyle muhteşem
bir kızdı ama
yakasında
hiç bir şey yoktu. Kız gözlerine baktı ve "Merhaba denizci, benimle gelmek
ister misin?" diye sordu... Tam o sırada güzel kızın omuzunun üzerinden
arkasındaki yakasında kırmızı çiçek olan kızı gördü. Kısa boylu şişman
sayılacak kiloda, gri saçlı tozlu uzun pardesüsüyle orda öylece duruyordu.
Ewan şaşkındı. Az önce hayatında gördüğü en güzel kızdan bir teklif almıştı.
Ancak karşısında da yüreğine aşık olduğu kız duruyordu. Kendini toparladı
ve yanından geçen dünyalar güzeli kıza aldırmadan ilerledi.
Elinde Holly'yle birbirlerini tanımalarını sağlayan kitap vardı. Elini
uzattı, "Merhaba Holly" dedi gözlerinin içi gülerek... "Pardon" dedi kız...
"Ben Holly değilim. Az önce buradan geçen sarı saçlı mavi elbiseli bayan
yakama bu gülü taktı ve bunun hayatının sınavı olduğunu söyledi. Sizi garın
çıkışındaki kafede bekliyormuş." |

|