İçerde Kalmış
/ Gustavson
Yaşamım
boyunca bir hindistancevizinin içinde yaşadım. Özellikle sabahları, tıraş
olmam gerektiğinde, içerisi bana çok küçük, çok karanlık geliyordu. Ama
en çok üzüldüğüm şey, dış dünya ile bağlantı kurma olanağımın hiç olmamasıydı.
Eğer dış dünyadaki insanlardan biri, hindistancevizime rastlayıp kabuğunu
kırarak açmazsa, bütün yaşamımı bu hindistancevizinin içinde geçirmek ve
belki de orada ölmek yazgım olacaktı.
Sonunda o
hindistancevizinin içinde öldüm. Birkaç yıl sonra cevizimi buldular, kabuğunu
kırıp açtılar ve beni içerde, küçülmüş, kıvrılıp büzülmüş bir durumda buldular.
'Ne utanç verici' dediler. 'Onu daha önce bulsaydık belki kurtarabilirdik.
Onun gibi içerde kapalı kalmış başkaları da vardır belki.'
Sonra çevreyi
dolaşıp bulabildikleri hindistancevizlerinin tümünü kırıp açtılar. Ama
yararı yoktu bunun. Anlamsızdı. Zaman kaybıydı yalnızca. Bir hindistancevizininiçinde
yaşamayı seçen bir kişi için daha bir milyon hindistancevizi vardır. Ama
biliyor musunuz, onlara bir meşe palamudu içinde yaşayan bir kayınbiraderim
olduğunu söyleyemedim. |